Bilgi Bankası



KALKINMA AJANSI

19 Şub 2013 01:37 tarihinde Veysel Yerebasmaz tarafından yayınlandı

KALKINMA AJANSI

HİZMETLERİMİZ

16 Şub 2013 12:37 tarihinde Veysel Yerebasmaz tarafından yayınlandı   [ 16 Şub 2013 12:46 güncellendi ]


   

Kurumlar Vergisi Beyannamesi Tasdiki (Tam Tasdik)
Şirketlerin hesap yılı faaliyetlerinin vergi mevzuatına uygunluğunun belli periyotlar ile denetlenmesini ve faaliyet sonuçlarının 3568 Sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu kapsamında tasdik edilmesini kapsar. Bu çerçevede mali danışmanlık ve sürekli denetim esastır. Tam tasdik hizmeti verilen müşterilerimize Yeminli Mali Müşavirliğimizce hazırlanan Sirküler ücretsiz olarak gönderilmektedir. Müşterilerimizin sözlü ve yazılı görüş talepleri tarafımızca yerine getirilmektedir.


 
    Kısmi tasdikler
   


Tam Tasdike tâbi olan Ve olmayan şirketlerin mevzuattan kaynaklanan zorunluluklar nedeniyle yapılan özel amaçlı denetim ve tasdikleri kapsamaktadır. Bu çerçevede yapılan denetim ve tasdik işlemlerine aşağıdaki işlemler örnek olarak gösterilebilir.

   

Sermayenin Ödendiğinin Tespiti

Enflasyon Düzeltmesinde Öz Sermaye Kalemlerine Ait Olumlu Farkların Sermayeye İlavesi Tasdik İşlemleri

Yeniden Değerleme Tasdik İşlemleri

Vergi İndirimi Tasdik İşlemleri

Kurumlar Vergisi istisna ve indirimleri v.b.
 
    KDV iadesi hizmetleri
   


3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu (KDVK) kapsamında yürütülen KDV iadesi işlemleri bu hizmetin kapsamındadır. Bu çerçevede, müşterilerimizin KDV iadesi konusundaki her türlü sorunun çözümü, alternatif iade prosedürlerinin ortaya konulması, uygun yönteme göre KDV iadesinin süratli ve doğru bir şekilde alınmasını temin etmek için yapılan hizmetler KDV iadesi hizmetlerimizin parçasını oluşturmaktadır.
Bu çerçevede, deneyimli ve konusunda uzman Yeminli Mali Müşavir ve Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirlerden oluşan kadromuz KDV iadesi hizmetlerini büyük bir titizlik ve süratli bir şekilde yerine getirmektedir.
KDV iadesi hizmeti kapsamında, firmaların iadesi gereken katma değer vergisi tutarlarının tespiti, iadenin gerçekleşmesine dönük, KDV iade raporlarının yazılması, raporların yazılması için gerekli alt firma ve karşıt incelemelerin yapılması, yazılan raporların vergi dairesi tarafından sonuçlandırılmasına kadar geçen süreçlerin izlenmesi, KDV iadesinin alınması, mahsupların yapılması ve/veya teminatların çözülmesini sağlaması da hizmetin bir parçasıdır.
Katma değer vergisinin iadesi sürecinde, vergi idaresinin öngördüğü  ve  mevzuatta yer alan prosedürler  dikkate alınarak mükellef ile vergi dairesi arasındaki ilişkiler düzenlenmekte ve KDV iadelerinin en kısa sürede gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır.


 
    Diğer tasdikler
   


Türk Ticaret Kanunu, Teşvik Mevzuatı, SSK Mevzuatı ile ilgili olarak ilgili idarelerce tespiti/tasdiki istenen konuların denetimi tespiti ve tasdiki hizmetleri ile diğer bazı Bakanlık ve Kamu İdarelerince istenen denetim, tespit ve tasdik hizmetlerini kapsar. 
 

 
    Şirket devir, birleşme ve bölünmeleri
   


5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 18, 19 ve20’nci maddeleri çerçevesinde yürütülen şirket devir, birleşme, hisse değişimleri ve bölünmeleri ile ilgili işlemleri kapsar. Bu çerçevede, şirketlerin mali tablolarının hazırlanması, esas sözleşmelerin hazırlanması, gerekli yasal prosedürlerin planlanması ve yürütülmesi yer almaktadır.


 
    Transfer fiyatlandırması incelemesi
   


5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13’ncü maddesine  ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun göre, mükelleflerin ilişkili kişilerle yürütmüş oldukları alım satım ve borçlanmaların emsallere uygunluk ilkesine göre belirlenen fiyatlara göre fiyatlandırılması gerekmektedir. Mezkur konudaki mevzuatın yeni olması, konuyla ilgili incelme risklerinin yüksek olması dolayısıyla mükelleflerin ilişkili kişi ve kuruluşlarla olan faaliyetlerinin özel olarak analizi ve değerlendirilmesi bu hizmetimizin konusudur.


 
    İnceleme danışmanlığı
   


Maliye Bakanlığı’na bağlı inceleme elemanlarının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca yürütmüş oldukları vergi incelemelerine müşterilerimiz temsil edilmektedir. Bu çerçevede, vergi incelemelerine katılarak  müşterimizin yasal hakları inceleme elemanı nezdinde savunulmakta ve  incelemenin hakkaniyete uygun ve süratli bir şekilde sonuçlandırılması temin edilmeye çalışılmaktadır.


 
    Sirküler hizmeti
   


Mali Mevzuatta ve uygulamada oluşan değişiklikler konusunda müşterilerini bilgilendirmek amacıyla  Mali Mevzuat Sirküleri yayınlamaktadır. Söz konusu hizmet Yeminli Mali Müşavirliğimizin Mali Danışmanlık hizmetinin bir parçası olarak müşterilerine ücretsiz olarak sunulmaktadır. Bir yılda ulaşılan Sirküler sayısı 100’ün üzerindedir.


 
    Özel vergi incelemesi (revizyon) hizmeti
   


Revizyon vergi incelmesi anlamında kullanılan teknik bir kelimedir. İsteyen firmaların yasal kayıtları bir vergi incelemesi yürütülüyormuş gibi detaylı bir şekilde uzman kadromuz tarafından incelenmekte ve bu inceleme sonucunda hatalar ve postansiyel vergi riskleri ortaya konulmaktadır. Konuyla ilgili olarak işletme yöneticileri bilgi sahibi kılınmaktadır.


 
    Mali danışmanlık
   


Şirketin veya mükellefin karşılaşmış olduğu her türlü mali sorunuyla ilgili olarak konusunda uzman kadromuz aracılığı ile mali danışmanlık faaliyetleri sürdürülmektedir. Bu çerçevede müşterimizin mali sorunları analiz edilmekte ve çözüm üretilmektedir. Öte yandan dileyen müşterilerimize yazılı görüş de verilmektedir.


 
    Uzlaşma hizmetleri
   


213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun ek 1 -11’nci maddelerinde düzenlenen hükümler uyarınca, mükellefler vergi konularında yaşamış oldukları incelemelerde, idare ile uzlaşma imkânına sahiptirler. Müşavirliğimizce yürütülen uzlaşma hizmetleri çerçevesinde, mükelleflerin uzlaşmaya hazırlanması, komisyonlarda müşterilerimizin savunulması ve temsili konuları yürütülmektedir.

 
 

 

16 Şub 2013 12:28 tarihinde Veysel Yerebasmaz tarafından yayınlandı

İLERİ DÜZEY MUHASEBE

60 NOLU SİRKÜLER SONRASI TAŞIMACILIK KOOPERATİFLERİNDE ÜYE AİDATLARININ KDV KARŞISINDAKİ DURUMU? VE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ

16 Şub 2013 04:16 tarihinde Veysel Yerebasmaz tarafından yayınlandı

60 NOLU SİRKÜLER SONRASI TAŞIMACILIK KOOPERATİFLERİNDE ÜYE AİDATLARININ KDV KARŞISINDAKİ DURUMU? VE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ
(Meslektaşımız Ayhan Çavuşoğlu'nun Ricasını Yerine Getirmiş Olduk.)

Soru: Taşımacılık kooperatifi üyelerden aldığı aidatlar için fatura düzenleyecek midir?
Cevap: Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu; ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği; bu faaliyetlerin kanunların veya resmi makamların gösterdiği gerek üzerine yapılmasının ve bunları yapanların hukuki statü ve kişiliklerinin işlemlerin mahiyetini değiştirmeyeceği ve vergilemeye engel teşkil etmeyeceği hüküm altına alınmış bulunmaktadır.

Sonuç olarak, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergi mükellefi olan taşımacılık kooperatiflerinin ortaklarından makbuz mukabili tahsil ettikleri üye aidatları bir gelir unsuru niteliğinde olduğundan, söz konusu üye aidatları için fatura düzenlenmesi ve söz konusu aidat bedelleri üzerinden katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.

60 Seri nolu kdv sirküsünden sonra !!!!
.................................31.03.2003.................................................
131-Ortaklardan Alacaklar hs. 900.-
131.10.001 Ortak Aidatları 900.-

391-Hesaplanan KDV 137,-
391.018- Hesaplanan Kdv %18 137,-
602- Diğer Gelirler 762.-
602.10.001 Ortak Aidatları 762.-

Ortak Müge IŞIK'tan aidat alacağının gelir yazılması
................................. ......./.........................................................

Başlık Kooperatif üyelerinden alınan aidatların KDV ye tabi olup olmadığı hk.
Tarih 13/07/2011
Sayı B.07.4.DEF.0.53.10.00-KDV-165-11
Kapsam
T.C.
RİZE VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
Sayı : B.07.4.DEF.0.53.10.00-KDV-165-11 13/07/2011
Konu : Aidatların KDV tabi olup olmadığı
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ... olarak, kooperatif bünyesine ait herhangi bir ticari faaliyetinizin olmadığı, her üyenin kendi adına basit usul veya gerçek usul gelir vergisi mükellefi olduğu, ancak kooperatif olarak yapmış olduğunuz genel giderleri (elektrik, telefon, sigorta gideri vb.) karşılamak üzere üyelerinizden almış olduğunuz aidatlar üzerinden katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı sorulmaktadır.
A- KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN :
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4/1-k maddesinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, kooperatiflerin ana sözleşmelerinde;
a) Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması,
b) Yönetim Kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi,
c) Yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması,
d) Sadece ortaklarla iş görülmesi (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.)
şartlarının yazılı bulunması ve fiilen bu şartlara uyulması halinde kurumlar vergisinden muaf tutulacakları hükme bağlanmış, bu şartlara ek olarak, kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, tüketim ve taşımacılık kooperatiflerinin anılan muafiyet hükmünden yararlanması mümkün olmayıp, kurumlar vergisi mükellefiyetlerinin tesisi gerekmektedir.
Öte yandan, Kanunun 1 inci maddesinin son fıkrasında, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı, 6 ncı maddesinde ise, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Buna göre, kurumlar vergisi mükellefi olan taşımacılık kooperatifinin üyelerince yapılan aidat ödemelerinin, kurum kazancının bir unsuru sayılarak vergiye tabi kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.
B- KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN :
KDV Kanununun;
- 1/1 inci maddesinde, Türkiye' de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
- 20/1 inci maddesinde, vergi matrahının teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,
- 20/2 nci maddesinde ise, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği
hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, kooperatifiniz tarafından üyelerden sabit olarak tahsil edilen aidatlar, üyelerinize verilen hizmetin karşılığını oluşturduğundan KDV ye tabi tutulacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

AİDATIN YAZILACAĞI HESAP (MUKTEZA) 649 HS.

Tarih 25/02/2003
Sayı B.07.0.GEL.0.31/3185-59/007114
Kapsam
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü
SAYI : B.07.0.GEL.0.31/3185-59 25.02.2003- 007114
KONU :
…………………. VALİLİĞİ
(Defterdarlık: Gelir Müdürlüğüne)
İLGİ : 07/02/2003 tarih ve B. 07.4. DEF. 0.20.10/33-848 sayılı yazınız.
İlgide kayıtlı yazınız ve ekleri incelenmiş olup, Bakanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.
Bilindiği üzere, tekdüzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26/12/1992 tarih ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.
Buna göre, kooperatiflerin ortaklarından aldıkları üye aidatı adı altındaki paraların kooperatif açısından gelir kabul edilmesi halinde, alınan paralar ilgili aktif hesabın (Kasa, Banka, v.s.) borcu karşılığında “649 Diğer Olağan Gelir Ve Karlar” hesabının alacağına kaydedilecektir.
Diğer taraftan, sözkonusu üye aidatı adı altındaki paraların kooperatif açısından borç ve ortaklar açısından alacak kabul edilmesi halinde, alınan paralar ilgili aktif hesabın (Kasa, Banka, v.s.) borcu karşılığında “431 Ortaklara Borçlar” hesabının alacağına kaydedilecektir.
Ayrıca, kooperatifin aldığı bağışlar “649 Diğer Olağan Gelir Ve Karlar” hesabının alacağına kaydedilerek muhasebeleştirilecektir.
Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

10 SORUDA YILLIK FAALİYET RAPORU

16 Şub 2013 04:06 tarihinde Veysel Yerebasmaz tarafından yayınlandı

10 soruda yıllık faaliyet raporu
Levent Yarali | 15/02/2013 | (Yazarın tüm makaleleri )
1- Yıllık faaliyet raporunun işlevi nedir?
Yıllık faaliyet raporunda şirketin ilgili hesap dönemine ait iş ve işlemlerinin akışı, her yönüyle finansal durumu doğru, eksiksiz, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtılmak zorunda. Gereği gibi hazırlanan yıllık faaliyet raporu, şirket faaliyetlerinin izlenebildiği ve şirketin kurumsal yönetilip yönetilmediğini görmemizi sağlayan temel belge olacak.
Yıllık faaliyet raporu ile yöneticiler deyim yerindeyse şirket faaliyetleri ile ilgili olarak ortaklara hesap verecek. Rapor, şirketlerin şeffaflaşması ve kurumsal yönetilmesine katkı sağlayacak.
2- Yıllık faaliyet raporunu hangi şirketler hazırlayacak?
Yıllık faaliyet raporu tüm sermaye şirketlerinde düzenlenmek zorunda. Bu çerçevede, anonim şirketler, limited şirketler ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler bu raporu düzenleyecek. 700 binin üzerinde sermaye şirketinin bu raporu düzenlemesi gerekiyor.
3- Raporu hangi yöneticiler hazırlayacak?
Anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited şirketlerde müdür veya müdürler kurulu bu raporu hazırlayacak. Şirket ne kadar büyük olursa olsun, söz konusu rapor aynı zamanda yönetim kurulunun şirketin faaliyetleri ile ilgili olarak “hesap verdiği” bir belge olması nedeniyle, raporu fiiliyatta başka yöneticiler hazırlasa da raporun hazırlanmasından ve içeriğinden yönetim kurulu üyeleri sorumlu.
4- Rapor hangi faaliyet dönemine ilişkin hazırlanmalı?
Yıllık faaliyet raporu, geçmiş faaliyet yılına ilişkin olarak hazırlanacak. Sermaye şirketlerinde 2012 faaliyet yılı için bu raporun hazırlanması gerekiyor.
5- Ne zamana kadar hazırlanmalı?
Yıllık faaliyet raporu ilgili olduğu hesap döneminin bitimini izleyen iki ay içinde hazırlanmalı. 1 Ocak-31 Aralık hesap dönemine sahip şirketlerde bu rapor, 28 Şubat 2013’e kadar hazırlanmalı. Bu tarihten sonra hazırlanan raporlar da geçerli olacaktır ancak, raporun geç hazırlanmasından kaynaklanan bir zarar olursa, raporu hazırlayacakların sorumluluğu gündeme gelebilir. Bu rapor olmadan genel kurulun yapılamayacağına da dikkat etmek gerek.
6- Raporun içeriği ile ilgili bir düzenleme var mı?
Eskiden yıllık faaliyet raporları bir ya da iki sayfa hazırlanıyordu. İçeriği zengin olmayan yıllık faaliyet raporları, ilgililerin ve özellikle pay sahiplerinin şirket faaliyetlerini anlayacağı ve sorgulayabileceği verileri taşımıyordu. Bundan dolayı da pay sahipleri haklarını kullanamıyordu. Yeni dönemde, yıllık faaliyet raporları bazı zorunlu bilgileri taşımak zorunda. “Şirketlerin Yıllık Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmelik” de konu ile ilgili ayrıntılı düzenlemeler yer alıyor.
7- Hangi bilgilerin raporda yer alması zorunlu?
Raporda; genel bilgiler, yönetim organı üyeleri ile üst düzey yöneticilere sağlanan mali haklar, şirketin araştırma ve geliştirme çalışmaları, şirket faaliyetleri ve faaliyetlere ilişkin önemli gelişmeler, finansal durum, riskler ve yönetim organının değerlendirmesi ve diğer hususlar başlıkları altında detaylı bilgilerin verilmesi zorunlu. Bu çerçevede, şirketin finansal durumu ve faaliyetleri ile ilgili ayrıntılı bilgilerin, şirket ve yöneticiler hakkında uygulanan idari veya adli yaptırımların, şirket aleyhine açılan ve şirketin mali durumunu ve faaliyetlerini etkileyebilecek nitelikteki davalar ve olası sonuçlarının, şirketin kâr dağıtım politikasının ya da hesap dönemi içerisinde yapılan özel denetime ve kamu denetimine ilişkin açıklamalar gibi konularda ayrıntılı bilgilerin raporda yer alması zorunlu.
8- Yıllık faaliyet raporu denetime tabi mi?
Bağımsız denetime tabi olan şirketlerde yıllık faaliyet raporu, hazırlanmasını müteakip gecikmeksizin denetçiye verilmeli. Denetçi, denetleme sırasında elde ettiği bilgilerle yıllık faaliyet raporunun uyum içinde olup olmadığını karşılaştıracak. Yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgilerin, denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığı da denetlenecek. Denetime tabi olduğu h‚lde denetlettirilmeyen yıllık faaliyet raporu, düzenlenmemiş sayılacak.
9- Tüm üyeler imzalamazsa ne olur?
Yıllık faaliyet raporu, şirketin faaliyetleri ile ilgili olarak ‘’hesap verme’’ niteliğinde bir belge. Yönetim kurulu başkanı dahil, tüm üyelerin imzalarının raporda olması gerektiği özel olarak düzenlenmiş durumda. Dolayısıyla anonim şirketlerde tüm yönetim kurulu üyelerinin raporu imzalaması gerekli. Limited şirketlerde de müdür ya da birden fazla müdür varsa tüm müdürlerin raporu imzalaması şart. Faaliyet raporunda yer alan bilgilerle ilgili farklı görüşte olanların da, itiraz ettiği hususlar gerekçeleri ile birlikte raporda yer almalı. Gerekli imzaların atılmaması durumunda, ortada düzenlenmiş bir yıllık faaliyet raporundan söz edilemeyecek. Bildiğiniz üzere yıllık faaliyet raporu, genel kurul toplantısından en az 15 gün önce şirket merkez ve şubelerinde pay sahiplerinin incelemesine sunulmalı, genel kurulda da okunmalı ve müzakere edilmeli. Yeterli imzayı taşımayan bir rapor, yıllık faaliyet raporu sayılamayacağı için, genel kurul kararının dahi geçersizliği söz konusu olabilecek.
10- Yönetici sorumluluğuna etkisi ne olacak?
Yönetim kurulu üyelerinin şirketi ‘’tedbirli bir yöneticinin özeni’’ ile yönetip yönetmediklerini tespit ederken, şirketin yıllık faaliyet raporları önemli bir belge ve delil olacak. Şirket faaliyetlerinin pay sahipleri tarafından daha ayrıntılı görülebilmesi ile birlikte, yöneticilerin sorumluluğu gündeme gelebilecek. Gerekli bilgilerin raporda yer almaması ya da eksik veya gerçeğe aykırı yer almasından raporu hazırlayan sorumlu olacak. Örneğin; şirketin sermayesini kaybettiği ya da borca batık durumda olduğu yıllık faaliyet raporunda bildirilmemişse, şirketin bu durumundan haberdar olmadan borca batık bir şirkete mal satıp parasını alamayan alacaklılar, raporu gereği gibi düzenlemeyen yönetim kurulu üyelerinden zararlarını isteyebilecekler.
KAYNAK http://www.vergidegundem.com/tr_TR/blog?blogid=1059265

Not:Av. Levent Yaralı tarafından hazırlanan bu yazı, 14 Ocak 2013 tarihli Dünya Gazetesi’nde yayınlanmıştır.

MUHASEBE PROGRAMLARINDA ACİL DEĞİŞİKLİK: "YEVMİYE DEFTERİ BELGE TÜRÜ

16 Şub 2013 03:58 tarihinde Veysel Yerebasmaz tarafından yayınlandı   [ 16 Şub 2013 04:02 güncellendi ]

Yevmiye defteri
MADDE 6 –(1) Yevmiye defteri, kayda geçirilmesi gereken işlemlerin ilgili belge veya ispata dayanan evraktan çıkarılarak tarih sırasıyla ve "madde" halinde düzenli olarak yazıldığı defterdir.
(2) Yevmiye maddelerinin en az aşağıdaki bilgileri içermesi şarttır:
a) Madde sıra numarası,
b) Tarih,
c) Borçlu hesap,
ç) Alacaklıhesap,
d) Tutar,
e) Her kaydın dayandığıbelgelerin türüile varsa tarihleri ve sayıları.
(3) Yevmiye defteri ciltli ve sayfalarımüteselsil sıra numaralıolur; vergi kanunlarına uygun olmak şartıyla müteharrik yapraklıdefterler de kullanılabilir.
Düzenlemeye istinaden, BÜTÜN PROGRAMLARDA “Muhasebe fiş açıklamasında BELGE TÜRÜ /Evrak tarihi/Belge tarihi”seçeneği eklenmiştir.
2013 Yevmiye Defterleri İçin Muhasebe Programlarında kayıt girilen fiş alanlarına bir ALAN DAHA ilave edildi. Meslek mesnuplarının bu yeni duruma alışmaları gerekir. Bir an önce program güncellemelerini yapmakta fayda var.

ÇSGB "İŞE GİRİŞ SAĞLIK RAPORLARI İLE İLGİLİ DUYURU"

16 Şub 2013 03:55 tarihinde Veysel Yerebasmaz tarafından yayınlandı   [ 16 Şub 2013 04:02 güncellendi ]

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun “Sağlık gözetimi” başlıklı 15. maddesinde işe giriş sağlık raporları, sağlık muayeneleri ve bu raporların kimler tarafından düzenleneceği belirlenmiştir.
Ancak, aynı Kanunun 38. maddesine bakıldığında iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin düzenlendiği 6 ncı maddenin yürürlük tarihi “Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra,” ve “50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra,” hükümleri ile kademeli geçişle düzenlenmiştir.
Bahsi geçen işyerleri için işyeri hekimi istihdamı zorunluluğu 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince henüz başlamamış olduğundan, bunun bir sonucu olarak bu işyerleri için 5 inci maddedeki “sağlık raporlarının” kademeli geçiş süresi boyunca işyeri sağlık ve güvenlik biriminde veya hizmet alınan ortak sağlık ve güvenlik biriminde görevli olan işyeri hekiminden alınması zorunluluğu da yürürlüğe girmemiştir. Bu nedenle kamuoyunda sağlık raporları ile ilgili tereddüt hasıl olmuştur.

Diğer yandan Sağlık Bakanlığının 07.05.2004 tarihli 2004/67 sayılı Özel Hastanelerde Sağlık Kurulu Raporu Düzenlenmesi Hakkında Genelgesinde “Özel hastanelerde; usulüne uygun olarak teşekkül ettirilmiş olsa bile özürlü sağlık kurulu raporu, vergi muafiyeti raporu, yurt dışı tedavi raporu, maluliyet raporu, özel tertibatlı araç ithali amacıyla alınan raporlar gibi özellikli raporlar verilemez” hükümleri yer almakta olduğundan özel sağlık hizmeti sunucuları tarafından işe giriş ve aralıklı sağlık muayenelerinin yapılması mümkün görünmemektedir.

Kanunun ilgili maddeleri yürürlüğe girene kadar, iş sağlığı ve güvenliği yönünden özellikli rapor niteliğinde olan işe giriş ve aralıklı sağlık muayeneleri Kanun öncesinde olduğu gibi kamu sağlık hizmeti sunucuları tarafından düzenlenebilir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

1-7 of 7